fahişe şirin

guybrush
şirin babadan başlayarak tüm şirin köyüne veren şirin , esasında gargamelin asıl amacı fahişe şirini ele geçirip azman , fahişe şirin ve tabi kendisi grup fantasizini gerçekleştirmektir .
overload
bu şirin kolonide şirine nin uğradığı tacizleri azaltarak bir nevi şirine nin saygı duyduguğu diğer tüm şirinlerin ise şirin baba hariç o artık işlevsiz. ( yaşı malum) sınırsız sevgi besledikleri şirindir.
imphotep
hikâyemiz şöyle başladı...
çok çok uzun yıllar önce şirinler’e ait bir köy vardı..kötü kalpli gargamel şirine’nin peşini bırakmıyor,en ufak açığında köşeye sıkıştırıyor,bol eteğini yıkarıya kaldırmaya çalışmak suretiyle onu taciz ediyordu.hep bir yolunu bulup kaçan şirine,artık bundan bıkmış ve şirin baba’ya adak adamaya gitmişti..önce şirin baba’nın evinin önündeki ağaca çaput bağladı ve etrafında 3 tur döndü..sonra kıbleye yönelerek;"allahım bana da hayırlı bir kısmet eyle de şu gargamel sapığından kurtulayım..zaman kötü sahipsiz kıza asılıyo herkesler.."diyerek yakardı..sonra "destur" diyerek şirin babanın mabedine yaklaştı.."şirin baba izin verirsen ben artık kısmetime kavuşayım,telli duvaklı gelin olayım.beyaz ata binip yüksek yüksek tepelere kurulan evlerden birine gelin gideyim" dedi.. derinlerden bir ses duyuldu.."git kızım..zamanı gelmişti zaten.."
ardından şirine köy meydanına giderek,köyün naçar delikanlılarına şimdiye kadar bakmadığı gözle kesik atmaya başladı..alıcı gözüyle süzdü hepsini şöyle bir.. ne de olsa köyün tek kızıydı..kime göz kırpsa,el etse alıp dünya evine girecekti hemencecik..
önce usta şirini gördü..
çekiçle birşeyler çakıyordu tahtaya..çok çekici görünüyordu..gözlerini alamadı ondan..güneşin altında parlayan mavi deninin üzerinde boncuk boncuk terler vardı..inanılmaz bir görüntüydü bu..
sonra gözüne ressam şirin çarptı..
tuvalini kurmuş dere kıyısında adeta zamanı durdurmuştu..gözlerini kısmış mükemmel doğanın en ince ayrıntısına kadar seçmeye çalışıyordu.."bir şirineyi daha mutlu edebilecek biri olamaz" diye düşünürken,
ordan geçmekte olan güçlü şirini gördü;
her zamanki gibi ağırlık çalışıyordu..sıcak yaz gününde adeta bir kaya gibiydi..izlemesi bile zevkliydi,ona sahip olduğunu düşündü ve çok heyecanlandı..
bu arada burnuna gelen güzel kokular ilgisini çekti..
aşçı şirindi bu..
ondan daha güzel yemek yapan biri olamayacağı kesindi..kendisi bile..düşündü ve gerçekten onun da çok iyi bir eş olacağına karar vermişti..
ama bir türlü aralarında seçim yapamıyordu..çok zordu..hepsi iyi kalpli,hepsi yakışıklı,hepsi yetenekli ve hepsi maviydi..
gözleri doldu bir an.. koşarak akan pınarın yanında bir taşa oturdu..suda yansımasına bakarken,güneşte parlayan sarı saçlarını gördü..çok çekiciydi..
ve sonra kendi kendine düşündü.."neden birini seçerek diğerlerinden vazgeçeyim?"
ardından karar aldı.. hepsine iş atacaktı.. artık köyün fahri fahişesi olacaktı..hem şirinler hem de şirine çok mutlu olacaklardı.. fakat abaza gargamel çıktı ortaya ve azman...dere kenarında ona zorla sahip oldu.. artık kendini şirinlere adayacaktı.. ve amme hizmeti vermeye başladı.. artık köy daha bir neşşeli olmuştu...
ve eğer uslu bir çocuk olursanız belki siz bile şirineye sahip olabilirsiniz..

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol